6 Eylül 2010 Pazartesi

İstediğini Söylersen İstemediğini İşitirsin...


Arasından ırmak geçen iki köyün insanları birbirlerini pek sevmezlermiş. Gün olmuş, öbür yakadan bir köylü beri yakadan Kezban ile evlenmiş. Evliliğin ilk günlerinde, yeni damat sabah erkenden ırmağa giriyor, gusül abdesti alıyor sonra beri yakaya dönerek: 
 - Kezban bana yetmiyor, yok mu vereceğiniz başka bir gelin daha? Diye avazı çıktığı kadar bağırıyormuş... Her gün aynı görüntü ve bağırtıyla muhatap olan beri yakanın köylüleri bundan çok rahatsız olmuşlar ve çare aramaya başlamışlar. Köy kahvesinde derin derin düşünürlerken, akıllı adamlardan biri "Buldum" der. Yarın, hep birlikte ırmak kenarına gidiyoruz, ben ona yapacağımı biliyorum..
 Sabah erkenden köylüler topluca ırmak kenarına gider. Biraz sonra karşı köylü yeni damat gelir. Köylüleri görünce biraz daha afili, havalı bir şekilde önce kültürfizik yapar, suya girer, boy abdestini alır ve avazı çıktığı kadar bağırır: 
 - Hey... Karşı köylü kayınçolar, Kezban bana yetmiyor, yok mu başka gelin. Beri köyün sözcüsü birkaç adım öne çıkar ve avaz avaz bağırır: 
- Haydi, oradan ulen... Kezban bütün köye yetiyordu, sana mı yetmeyecek...
O günden sonra acar damadı ırmak boyunda gören olmamış...
" İstediğini söyleyen istemediğini işitmeye hazır olsun."

Hiç yorum yok: